Değerli Meslektaşlarımız,

Türk Cerrahi Derneği, Yönetim Kurulu ve tüm üyeleri ile şiddete her zaman karşı olmuş, tıbbi deontolojiye aykırı davranışlarla mücadele etmiştir. Çalışanların içinde bulunduğu zorlu koşullar, özlük hakları problemleri ve mevcut sosyo-ekonomik yetersizlikler başta olmak üzere birçok neden bir bütünün parçaları olan sağlık çalışanlarında da istenilmeyen moral bozukluklarına ve gerilime yol açmaktadır. Ama gerekçesi ne olursa olsun şiddet olumlandırılamaz. 

Geçtiğimiz günlerde Balıkesir ilinde aslında çok yakın çalışan ve birbirini tamamlar nitelikteki iki ana branş olan Genel Cerrahi ve Anesteziyoloji ve Reanimasyon Dalı’ndan meslektaşlarımız arasında yaşanan -ve deyim yerinde ise şiddete varan- anlaşmazlıktan büyük üzüntü duyduğumuzu belirtmek isteriz.

Hiçbir bireyin diğerine karşı, -ama özellikle de bir bütünün parçaları olarak çalışan hekimlerin birbirine karşı- düşmanca bir tutum ve davranış içinde olmaları kabul edilemez. Hekimler ettikleri yemin gereği -düşmanları da olsa- hastalarına gerekli tedaviyi sunmak zorundadırlar. Bu bizim mesleğimizi tüm diğer mesleklerden ayıran en önemli özelliktir.

Olayın tüm ayrıntıları idari ve hukuki değerlendirmeler yapılınca netliğe kavuşacak olsa da,  sebebi her ne olursa olsun ellerini kullanarak mesleğini icra eden bir cerrahın kırık parmağının tedavisinin, tıbbi etik kurallarına aykırı gerekçelerle çalıştığı hastanede yapılamamış olması üzücüdür. 

Bütün meslektaşlarımızı ve uzmanlık derneklerini ayrıştırıcı ve çatışmayı körükleyici tutum yerine birlik ve uyum içinde çalışmaya teşvik edecek açıklamalara ve yönteme davet ediyoruz.

Türk Cerrahi Derneği olarak nereden, kimden ve ne sebeple gelirse gelsin şiddetin her türlüsünün kabul edilemez olduğunu savunmaya devam edeceğiz. Bu tür davranışların bir son bulması
dileğiyle üzüntülerimizi tüm tıp camiasıyla paylaşıyor, şiddet olaylarını esefle kınıyor, tekrarının
olmaması dileklerimizle herkese geçmiş olsun diyoruz. 

Saygılarımızla.
Türk Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu