[S187]

DENEYSEL PARSİYEL HEPATEKTOMİDE ETİL PİRÜVATIN KARACİĞER REJENERASYONU ÜZERİNE ETKİSİ

Amaç:Ratlarda parsiyel hepatektomi sonrası etil pirüvatın karaciğer ve karaciğer rejenerasyonu üzerine olan etkisini araştırmak. Materyal ve Metod:Bu deneysel çalışma Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hakan Çetinsaya Deneysel ve Klinik Araştırma Merkezinde (DEKAM) gerçekleştirldi..Çalışmada ağırlığı 300-350 gram arasında değişen 32 adet erkek Wistar-Albino tipi sıçan kullanıldı.Ratlar, kontrol ve etil pirüvat grubu olmak üzere iki gruba eşit olarak paylaştırıldı.Her bir grup daha sonra 8’er rattan oluşan iki alt gruba ayrıldı.Çalışma grubundaki ratlara %70’lik karaciğer rezeksyonu sonrası 40mg/kg dozu ile etil pirüvat intraperitoneal olarak ratlara enjekte edildi..Kontrol grubundaki ratlara ise 40mg/kg dozu ile serum fizyolojik intraperitoneal olarak ratlara enjekte edildi.Rezeke edilen yaş karaciğer ağırlığı kaydedildi.Ratlar 48 ve 72.saat sonunda sakrifiye edildi.Vena kava inferiodan kan örnekleri alındıktan sonra karaciğer dokusu çıkartılarak tartıldı.Alınan kan örneklerinden AST,ALT,PT,IL-6,IL-10,TNF- α ölçümleri yapıldı.Morfolojik rejenerasyon parametresi olarak rölatif karaciğer ağırlığı kullanıldı.MDA düzeyi,mitotik indeks ve PCNA için doku örnekleri alındı . Bulgular:48 ve 72. saatler sonunda etil pirüvat ve kontrol grupları arasında AST,ALT,PT,IL-6,TNF- α ve MDA değerlerine bakıldığında etil pirüvat grubunda bu değerler kontrol grubuna göre düşük olup bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.001).İL-10 değeri etil pirüvat grubunda kontrol grubuna göre yüksek olup bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu(p<0.001).48 ve 72. saatlerde rölatif karaciğer ağırlığı,mitotik indeks ve PCNA işaretlenme oranları etil pirüvat grubunda kontrol grubuna göre düşük olup bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.001) Sonuç: IL-6 ve TNF- α sitokin salınımını inhibe eden ve antioksidan ,antiinflamatuar bir ajan olan etil pirüvat parsiyel hepatektomi sonrası karaciğer üzerinde koruyucu etki yapmakta ancak rejenerasyonu hem morfolojik hemde fonksiyonel olarak geciktirmektedir.