[P54]

HİSTEREKTOMİDEN 2 AY SONRA GELİŞEN POSTKOİTAL TRANSVAJİNAL EVİSSERASYON: OLGU SUNUMU

O. Büyükaşık*, Ö. Koç**, A. Hasdemir*, Ö. İkiz*, C. Çöl*, H. Erkol*
*Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD
**Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Giriş: Transvajinal evisserasyon (TVE) ilk kez 1907 yılında McGreor tarafından tanımlanmıştır. Şu ana kadar ise 110 civarında olgu bildirilmiştir. Çoğu hasta postmenapozal ve vajinal cerrahi geçiren olgulardır. Premenapozal olgularda ise histerektomi sonrası postkoital oluşmaktadır. Olgu:2 ay önce total abdominal histerektomi geçiren 47 yaşındaki hasta koitus sonrası vajeninden yaklaşık 10 cm’lik ince barsak ansının herniasyonu nedeni ile hastanemiz acil polikliniğine başvurdu. Acilen operasyona alındı. Genel anestezi altında barsak ansı redükte edilerek vajinal cuf, transvajinal yolla 0/0 vicryl sütürlerle tek tek kapatıldı. Ardından batın laparoskopik olarak eksplore edildi. Adezyonlar disseke edildi. Barsak anslarının üzerindeki fibrin dokuları ve enfeksiyon açısından şüpheli alanlar irrige edildi. Douglas’a bir adet silikon suction dren yerleştirilerek işleme son verildi. Postoperatif sorunu olmayan hasta 5.günde taburcu edildi. Tartışma: Transvajinal evisserasyonun oluşum nedeni net değildir. Vajen cuf’ının kötü bir teknikle kapatılması, postoperatif cuf enfeksiyonu, erken koitus, enterosel ve yara iyileşmesini etkileyen radyoterapi ve kronik steroid kullanımı suçlanmaktadır. Vajinal kuf’ın açık bırakılması TVE riskini arttırmamaktadır. Sunulan olguların çoğu cuf’ı kapatılan olgulardır. En sık ileum, daha az sıklıkla omentum, sigmoid kolon, apendiks ve fallop tüpleri protrüze olmaktadır. Olguların bir kısmında vajinal ağrı, kanama, vajende kitle hissi ile bulgu verirken, bir kısım hasta sunulan olgu gibi vajenden organ protrüzyonun gözükmesi şeklinde başvurabilmektedir. Literatürde en genç hasta 20 yaşındadır.Tedavi yaklaşımı laparoskopik, açık, vajinal veya kombine yaklaşımlar şeklindedir. Sunulan olgunun tedavisinde vajinal+laparoskopik kombine yöntem uygulandı. Vajinal yaklaşımla cuf sütürasyonu tedavi için yeterli olsa da abdomenin eksplorasyonu ve vajinal flora kökenli peritonit oluşumunun engellenmesi için peritoneal irrigasyon ve drenaj uygulanması uygun bir yaklaşım olacaktır. Sonuç : Postkoital vajen cuf dehisensi ve barsak herniasyonu histerektomi geçiren hastalarda postop yakın dönem komplikasyonlar açısından unutulmamalıdır. Cerrahi yaklaşım laparoskopik veya kombine girişimler şeklinde olabilir.