[P41]

SPLENİK ARTER ANEVRİZMASINDA SPLENEKTOMİ

F. Cengiz*, M. Demirkıran*, B. Zengel*, M. Yıldırım**, A. Deneçli*
*İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1 Genel Cerrahi Kliniği
**İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2 Genel Cerrahi Kliniği

Amaç: Splenik arter anevrizması(SAA) aort ve ilyak arter anevrizmalarından sonra en sık görülen visseral arter anevrizmasıdır. En önemli komplikasyonu rüptürdür. Splenik arter anevrizmasında tedavi endikasyonları 2 cm’den büyük ve semptomatik olmasıdır. Yazımızda kliniğimizde endovaskuler girişimi kabul etmeyen genç bir hastada açık cerrahi girişim uyguladığımız olguyu sunarak splenik arter anevrizmalarının splenektomi nedenlerinden biri olduğunu vurgulamak istedik. Olgu; 21 yaşında doğum yapmamış kadın hasta, 2 aydır devam eden yakınmaları vardı. Başlıca semptomu sol üst kadran ağrısı olup, fizik muayenesi ve laboratuar tetkiklerinde özellik yoktu. Görüntüleme yöntemlerinde batın ultrasonunda splenik hilusta 2,5 cm kistik lezyon, batın MR’da splenomegali, hilus düzeyinde 2,5 cm lezyon (anevrizma?) ve doppler ültrasonografide dalak hilusunda 2,7 cm’lik splenik arter anevrizması tespit edildi. Hastaya CT-anjiografi sonrası endovasküler olarak embolizasyon önerildi. Girişimsel radyolojiyi kabul etmemesi nedeniyle laparatomi yapılan hastada splenik arter yerleşimli 2,7 cm çapında anevrizma saptandı. Hastaya anevrizmayı alacak şekilde splenektomi yapıldı. Ameliyat sonrası dönemi sorunsuz geçen hasta 2 gün taburcu edildi. Tartışma; SAA’sının görülme sıklığı arteriografi çalışmalarında %0,8, otopsi çalışmalarında %10’lara varmaktadır. SAA genellikle 2cm’den küçük, saküler ve splenik arter bifürkasyonun ortasında veya distal segmentinde görülür. Hastaların %20’sinde birden çok anevrizma vardır. Etyolojide en sık neden ateroskleroz ve portal hipertansiyondur. Tedavi hastanın şikayetine, anevrizmanın lokalizasyonuna ve çapına bağlıdır. Asemptomatik hastalarda anevrizma 2 cm’den büyük ise tedavi gerektirir ve rüptür oranı %6-9,2’dir Hamile bayanlarda rüptür oranı %95’lere çıkmaktadır. Splenik arter anevrizmaları, rüptüre olduklarında yüksek mortaliteye neden olduklarından asemptomatik olsalar da tanı konulduğunda tedavi edilmelidirler. Transkatateryal arter embolizasyon başarısı %85’lerde olup hastalara önerilebilecek bir tedavi seçeneğidir. Endovasküler stent günümüzde uygulanmakta ancak uzun dönem sonuçları bilinmemektedir. Sunduğumuz olguda olduğu gibi konvansiyonel yöntem halen düşük morbidite nedeniyle iyi bir seçenektir.